Günümüzde, pek çok sebepten dolayı her güne insanlık adına kötü haberler alarak başlıyoruz. Bir çoğumuzun aklından, elden bir şey gelemeyeceğini düşünmenin verdiği bıkmışlık duygusu ile herkesden ve herşeyden uzaklaşma fikri geçiyor. E kişiler denizci olunca tabii ki vazgeçemeyecekleri şey, tekneleri... Durum böyle olunca haritadan yer beğenmeye başlanıyor. Tabii ki uzak adalar, en bakir alanlar, daha insanlığın bozamadığı! yerleri görmek için umut beslemeye başlıyor.
Sığınacak bir liman arayanlar,
Sizin için bir iyi bir kötü bir de daha iyi haberim var.
Önce iyi haber. Herşeyden ve herkesten en uzak olan nokta biliniyor. Tekrar keşfetmeye gerek yok. Evet bir ada değil ama okyanusun ortasında bir nokta. Eh uzaklık kısmını tutturduk en azından.
Burası Point Nemo denilen alan. Pasifik Okyanusu'nda, 48°52.6′ Güney ve 123°23.6′ Batı koordinatlarında ki bu yer bilinen ve matematiksel olarak her yere en uzak nokta. En yakın üç noktaya eşit olarak 2688 km uzakta. Diğer yönler de ise daha da uzak. Hatta o kadar uzak ki o noktaya en uzak insanlar astranotlardır esprisi yapıyor. 1992 yılında keşfedilmiş bu alan. Bir araştırma mühendisi olan Hrvoje Lukatela, "Hipparchus" adını verdiği jeo-uzaysal bir program kullanarak, en yakın kara parçalarından eşit uzaklıkta olması mantığı ile tespit etmiş bu noktayı. Ekbette yıllar içerisinde kıyı erozyonları ile bir kaç metre de olsa değişeceği aşikar.
İsim olarak da gayet uygun bir isim seçmiş çünkü "nemo" latince de "hiç kimse" demektir.
Şimdi gelelim kötü habere,
Hani demiştik ya en uzak, en bakir, insanlığın bozamadığı! diye...
İşte, hani derler ya, yok öyle bir dünya . Uzay kurumları bu noktayı “Güney Pasifik Issız Bölgesi” adıyla mimlemiş bir kere. İnsanların olmadığı, gemilerin geçmediği bu bölgeyi uzay çöplüğü olarak kullanıyorlar. Evet yanlış okumadınız, dünyamızın bir uzay çöplüğü var. Eski uydulardan, kargo gemilerine ve MIR uzay istasyonuna kadar birçok araç parçalanmış halde okyanusun dibindeki bu “uzay araçları mezarlığına” gömülüyor !.
Uzay araçlarının, atmosfere girerken oluşan ısıdan sağlam çıkamadığı, sadece yakıt tankı gibi parçaların yanmadan okyanusun dibini gittiğini söylüyor uzmanlar. Örneğin 143 tonluk Mir uzay istasyonunun bazı parçaları okyanusun dibine çökerken bazıları da Fiji kıyılarına vurmuş, “Yakıt sızması olmaması halinde bu parçalar sudaki canlıların yaşamı açısından tehlike oluşturmuyor.” diyecek kadar da rahatlar.
Burası Güney Pasifik Girdabı adıyla bilinen güçlü akıntıların ortasında bir yer. Nemo Noktasında okyanustaki yüzey ısısı 5,8 derece ve dönerek hareket eden akıntı, serin ve besin bakımından zengin suları bloke ediyormuş. Bu nokta hakkında çok uzak olması ve çok zor bir deniz olması nedeni ile araştırmacılar pek az çalışma yapabilmişler. Öyle ki büyük buz dağlarının çatlarken çıkardığı sesler önce canlılar tarafından çıkarılıyor sanılmış, sonradan anlamışlar ki bu bölgede yaşam neredeyse yok denecek kadar az çünkü karadan çok uzak olduğu için buradan esen rüzgârlar organik madde taşımıyor. Yani fazla besin kaynağı olmadığından okyanus tabanı da fazla yaşam barındıramıyor. Tabii ki bu hiç canlı olmadığı anlamına gelmiyor. Pasifik ve Nazca tektonik plakaları yavaş yavaş birbirinden uzaklaşırken aradaki boşluktan lav sızması sonucu sıcak su bacaları ve mineral birikimi oluşuyor bu mineraller bakterilerin çoğalmasına bunları da daha büyük deniz canlılarının beslenmesine olanak sağlıyor. Örneğin Yeti yengeçi bu bölgede keşfedilmişti.
Neyse ki amatörde olsak denizciyiz. Yok öyle bir dünya denilebilir ama teknemiz, isteğimiz ve cesaretimiz olduktan sonra zaten uzak bir yerde ki tek bir liman bizi uzun zaman tutamazdı.
Tüm denizler bizi bekler. Mavi vatan, herkes için kollarını açar. Yeter ki ona bir adım atın.
Ki bu bence bir denizci için en iyi haberdir.
İlginçmiş.. Nemo noktası.. acaba böyle her yerden en uzak kara parçası da varmıdır diye merak ettim şimdi. Denizin ortasındabir ada ve her yerden en uzak..
YanıtlaSilAslında var. Tristan da Cunha adası.. Orası da çok ilginç bir ada. Bir hastane bir postane, bir okul, bir bar,bir havuz ve müze dahi vardır. Yaşayan bir avuç insan 275 kişi. En yakın kara parçası kuzeyde 2.334 km uzaklıktaki St. Helena adasıdır. En yakın kıta şehri 2.778 km doğuda Güney Afrika Cumhuriyeti'nde Cape Town'dır. Göz doktoru ay da bir ziyaret ediyormuş bu adayı.
YanıtlaSilTek ulaşım deniz mi acaba, uçakla gidilebiliyomuymuş?
SilHavaalanı yok, tek ulaşım deniz yolu ile. Küçük bir limanı var. Ayda bir gemi uğruyor.
SilOrayı araştırmış bir kaç da belgesel izlemiştim. Tek sorunu herkesin çok yaşlı olması. Adanın volkanik bir ada olmasını saymazsak tabii.
SilOlumlu tarafından bakıyorum, fazla yaşlı olmayan biz, 100 kişi gitsek, kısa sürede popülasyonu değiştirir, kendi adamızın sahibi oluruz. Acımasız belki ama doğa kanunu'nu lehimizde kullanmak denilebilir herhalde. :)
YanıtlaSilYemin ediyorum aynı şeyi düşündüm. Sorun şu ki; liman yok. Bir de liman yapmamız lazım.
YanıtlaSilKöyün hemen önünde ki aylık geminin yanaştığı küçük bir liman var ama girişi dalgakıran için "L" şekline çevirmeye uygun. Biraz açıktan ve çift sıra dönerse aşan dalgalar problem olmaz. Bilmem kaç bin mil gideceğiz o kadarını da yapalım artık :)
YanıtlaSil:)
YanıtlaSil